Gerçeküstü edebiyat denilince akla gelen ilk isimlerden Luis Borges bugün tam 120 yaşında. Hayalindeki kütüphanecilik mesleğine kavuştuğunun yılı görme yetisini kaybeden, bir bankta gençlik yıllarındaki kendisi ile karşılaşan ve bu içsel karşılaşmayı büyük bir çığlıkla anlatan, sözcüklerle sınırsız bir dünya oluşturup bu sınırsız dünyayı hiçbir karakter yaratmayarak öykülerinde var eden Borges, bizlere aynı zamanda büyük bir şiir armağan etmiş. Anlar şiiri, adeta Borges’ın yaşamına ayna tutuyor ve bu yaşam bazı pişmanlıkları içeriyor gibi. İçerdiği keşkelerden hariç bizlere bu yaşamıyla büyük eserler veren Borges’ın hayatını daha sonra uzun bir yazı ile paylaşmayı düşünüyorum. Umarım 85 yılı deneyimleyen bu şiirden herkes bir parça anlam çıkarır.
Anlar
Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem, yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85’indeyim ve biliyorum,
Ölüyorum…
Yenilgiden hoşnutum, çünkü bu bir sondur ve ben çok yorgunum.
Bir Cevap Yazın